Balıkesir Valisi ve GMKA Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ersin Yazıcı, ekonomi gazetesi Dünya’nın Balıkesir eki için verdiği mesajlarda Balıkesir’in artan lojistik imkânları ve yükselen konumu ile yeni fırsatlar sunduğunu söyledi.
Yaptığı değerlendirmede Balıkesir’in hedeflerini ortaya koyan Vali Ersin Yazıcı’nın açıklamalarının yer aldığı yazıda yer verdiği görüşleri ise şöyle:
“Tarıma dayalı sanayisiyle Türkiye ekonomisine katkı veren Balıkesir’de yeni dönemde katma değerli üretim projelerinin hayata geçirilmesi planlanıyor. Bugüne kadar “Türkiye’yi doyuran il” anlayışıyla gıda sanayiinde hasıla oluşturmaya çalışan Balıkesir, artık yüksek teknolojiye sahip ürün gruplarıyla da anılan bir kent olmayı hedefliyor. Bu kapsamda, BALOSB’de kurulması planlanan kompozit ve fiberglas kümelenmesi, kentin Gayri Safi Katma Değer (GSKD) oranını Türkiye ortalamasının üstüne çekecek nitelikte. Söz konusu proje için çok uluslu firmaların bölgeye yatırım yapma kararı alması, kentteki bu hedefin aslında bir bakıma gerçekleştiği anlamına geliyor. Balıkesir’i fiberglas ve kompozit kümelenme bölgesi haline getirmek isteyen kent yönetimi, orta ve vadede ise kilogram başına ihracatı hızla artırmayı öngörüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ve 2011 yılının baz aldığı GSKD sonuçlarında, Balıkesir ve Çanakkale’yi kapsayan TR22 Bölgesi, Türkiye’nin toplam GSKD’sinden yüzde 2.14’lük pay alıyor. Söz konusu göstergeye göre Balıkesir ve civarı GSKD sıralamasında bir çok ili geride bırakmış durumda ancak ilgili gösterge yeterli bulunmuyor. Balıkesir’in Marmara Bölgesinde stratejik bir noktada bulunması ve lojistik yönden alternatif taşıma modları sunması yüzünden GSKD oranının artırılması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, GSKD’yi artırmak için kurulan OSB’nin yanı sıra tarıma dayalı sanayi noktasında yapılan AB fonları destekli “Gıda Kümelenmesi” projesinin de önemine dikkat çekiyor.
Sanayi yapılanması, dört karma OSB ve bir ihtisas OSB’den oluşan Balıkesir’de iki OSB de kuruluş aşamasında. Sanayicinin tedarik ve yan sanayii ihtiyacına cevap veren 13 küçük sanayi sitesi de Balıkesir ve civarına hizmet veriyor. Kurulması planlanan iki OSB projesinden birini BALOSB’nin yeni genişleme sahası oluşturuyor. Burada çok uluslu firmaları ağırlayarak, 5 bin 700 kişiyi bulan istihdamın uzun vadede 30 bine çıkarılması bekleniyor. Bu noktada BALOSB, kentin GSKD’ye katkısını artırmak bakımından da stratejik bir eşikte duruyor. Çok uluslu yatırımlar ile bölgeyi fiber glas ve kompozit kümelenme bölgesi haline getirmek isteyen BALOSB yönetimi, söz konusu yatırımlar ile kentin ihracattaki kilogram değerinin de orta vadede hızla yükselmesini öngörüyor.
Yatırımların odağında ihracatı artırmak bulunuyor.
Balıkesir’in Türkiye’nin beyaz et, yumurtanın yanı sıra süt ve süt ürünleri ile zeytin ihtiyacının önemli bir kısmını karşıladığı fakat kentteki üreticiler arasında güçlü marka sayısının az sayıda kalmasını eleştiren yetkililer, yapılacak çalışma ile bu sayının da artırılabileceğini vurguluyor. Öte yandan, kent ekonomisindeki hasılayı artıracak potansiyel alanlardan birinin de yenilenebilir enerji üretimi olduğu belirtiliyor. RES kurulu gücü bakımından Türkiye’ye liderlik eden kent, aynı başarıyı GES yatırımlarında da yakalamak istiyor. Bugün itibarıyla güneşlenme süresi bakımından Almanya’dan 1.6 kat daha fazla güneşlenmesüresi bulunan kentte, GES yatırımlarını artıracak sanayi yapılanmasının oluşturulduğu ifade ediliyor. Ayrıca yine bir yenilebilir enerji türü olan jeotermal enerjide dikkat çeken, AR-GE projeleri ve uygulamalara rastlamak mümkün. Tüm bu projeler alt alta yazıldığında kent yönetiminin 2023’te, milyar dılar seviyesinde ihracat ve sosyal refahı yüksek bir kent olma hedefine ulaşmak istediğini söyleyebiliriz.
“Gıda Kümelenmesi” ile tarımdaki potansiyel kullanılacak
Kalkınma Bakanlığı tarafından yapılan illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması araştırmasında 22’nci sırada yer alan Balıkesir, 2015 yılı itibarıyla yalnızca 945 milyon dolarlık dış ticaret hacmine sahip. Söz konusu göstergenin kentin imkanları düşünüldüğünde oldukça düşük kaldığı görülüyor. 2015 yılında 516 milyon dolarlık ihracat yapan Balıkesir, 429 milyon dolarlık da ithalat yaptı. Söz konusu dönemde 87 milyon dolarlık dış ticaret fazlası veren kent için ilgili gösterge olumlu gibi görünse de potansiyel alan ve projelerle ihracatın milyar dolar seviyesine çıkarılabileceği belirtiliyor.
Üç iklim bulunan Balıkesir’de tarıma dayalı sanayinin öne çıktığı söylemek mümkün. İl tarımında ve ekonomisinde önemli bir yeri olan zeytin üretimi de Edremit Körfezi, Çanakkale ve İzmir il sınırlarına kadar uzanan bölgede yapılıyor. Türkiye’de yaklaşık 170 milyon zeytin ağacı var. Bunların 11.5 milyonu kentte yer alıyor. Hayvan varlığı ve hayvansal üretim açısından ise 526 bin 644 adet büyükbaş hayvan varlığıyla da Türkiye’de dördüncü sırada yer alan Balıkesir, yaklaşık 1.3 milyon adet küçükbaş hayvan varlığıyla da 12’nci sırada yer alıyor. 747 bin 842 ton süt üretimiyle Türkiye’de üçüncü sırada yer alan kentte, irili ufaklı 45 bin 700 adet hayvan çiftliğinin yanı sıra 138 mandıra ve 730 adet süt toplama merkezi bulunuyor. Kent yönetimi, “Tarım başkenti Balıkesir” sloganıyla sürdürülebilir gıda, tarım ve hayvancılık hedefiyle tarıma dayalı sanayinin gelişimi için çalışma yapıyor.
Bölgenin tarım ve tarıma dayalı sanayi alanında doğal bir potansiyel bulunuyor. Bu potansiyelin geliştirilmesi, firmalara ve Balıkesir’e daha fazla katkı sağlama amacıyla “Gıda Kümelenmesi” çalışması hayata geçirildi. AB fonlarıyla gerçekleştirilen projede Balıkesir Üniversitesi, GMKA, Balıkesir Ticaret Odası ile birlikte çalışılıyor. Gıda Kümelenmesi Projesi, AB fonlarından yaklaşık 160 bin euro’luk yüzde 10 eş finansmanla Balıkesir-Çanakkale bölgesindeki gıda ve gıda sektörüne yönelik üretim yapan firmaları geliştirmeye yönelik yapılıyor. Gıda alanında faaliyet gösteren firmaları sektörel olarak bir araya getirip, URGE projeleri ile pazar alanlarını geliştirmek, eğitim ve personel desteği ile firmaların gelişimine katkı sağlamak projenin temel hedefleri arasında yer alıyor. 12 ay sürecek proje ile firmaların üretim süreçlerinden marka oluşumuna kadar tüm süreçlerde etkin bir yol izlemesi ve global pazarda daha rekabetçi bir yapıda ilerlemesi öngörülüyor.”